30 Mart 2016 Çarşamba
25 Mart 2016 Cuma
Her şey karıştıysa bir an dur.
Her şey karıştıysa bir an dur. ilkokulda ne öğretmişlerdi? Yol ayırımına gelince bir an Dur! Sola Bak! Sağa Bak. ve uygunsa hızla geç karşıya.
24 Mart 2016 Perşembe
KEYİFLE OKUMANIZ DİLEĞİMDİR.
Şiir kitabım “Sinope”
İlk öykü kitabım “Üçüncü Sinema”
İkinci öykü kitabım “Mahkum Mahfuz”
Kitaplarımın genel özelliği
hikayelerin yaşantılarımıza yakın oluşu ve samimi bir dille anlatımıdır.
Türkiye’den ya da
yurt dışından zeynelatalay@yahoo.com
adresinden 3 adet kitabımı da sipariş verebilirsiniz.
İSTEĞİM KİTAPLARIMIN
OKUNMASIDIR BU SEBEPLE BİR ADET KİTAP 10TL DİR.
KEYİFLİ OKUMALAR
22 Mart 2016 Salı
Arkadaş Ahına Şiir -2
Arkadaş Ahına Şiir -2
Görürüz ya çok zaman gök kubbe altında
Görünüşü toy ruhu iki büklüm bir adam
Gülüşü kırışmış şuh kahkahalı bir kadın
Doğum günü ölçü değil büyümeye
Her yıl, aynı yaşı yük etmeyin insana
Eklenmeli beşerin yaş hanesine
Mutlu olaylar mini izlekler
Odundan yapılır ya bir tutam kâğıt
Odun sağlam, kâğıt çürük
Hiç bağ olur mu iki avuç arasında
Herkes kendine çektikçe yırtılmaz mı
Saman çöpleri üzerine kurulursa
Sırça saraylar yıkılmaz mı
Saklar kendini görünmez gözlere yürek bağı
Kopmaz koparmaya çabalasa da avuçlar
Yıkılmaz bir çift yürek üstüne kurulmuş evler
Kadının düşmanı kadın derler, inanmazdım
Kâğıda basılan mühürle bağlanmışsa kadın
Yeni bir ihanete bulaşmaz mı sandın
İhanete alışan sana gelmişse
Bir yürek darbesiyle gitmez mi sandın
Acırdım hep insanoğluna
Kıyamazdım lâf dokundurmaya
Seni O’nun yüreğinde yakaladım ya
Ah etmeye kıyamasam da
Vuslat penceren bensiz açılmaya
Demiştim sana, usul usul sokulma
Girip de kanıma zehrini salma
Ne istedin yaralı bir goncadan
Alev almış gülü yolunca
Kalan dikenleri elbet batardı sana
Yolduğun her gülün avazı
Saplanmaz mı şimdi yüreğine
Yeniden tövbeler ettir bana
Acıyan yaralarımı kazı tırnaklarınla
Beni bu yangınla bıraktın ya!
Yüzün benden başkasında güler mi sandın
Mum ışığındaki o eşsiz dans ne idi
İkimizde yaşamıştık oysa öncekileri
Benzemezdi hani bu duygu hiçbirine
Hani bende tatmıştın aşka dair en güzelleri
O bûseler bakışmalar ciğeri delmişti de
Öncekilerin tamamını silmişti hani
Ben bilmem, senin dediklerindi!
Yalandan küpler şarap dolmaz ki
Gönlünde o varsa neden kapıma vardın
Yüreğin doluyken yaklaşmasaydın
Benden huzurun tadını çaldın
Verdiğim huzura karşı ettiğin ihanet acısını
Başka bir yüreğe aktığımda hissedeceksin
Ne kaybettiğini işte o zaman anlayacaksın
Yalvarırım sana Allah’ım!
Eşleri kâğıttaki mühürle bağlama
Önce sevgiyle yıkansın
Kalpler birbirine aksın
Kaderin öyle bir cilvesi var ki
Biri gelir senin de elindekini
Almaz mı sandın.
Arkadaş Ahına -1
Bir sancı doğar
Her gün batımı ayaz karanlıkta
Dar gelir kundağı tırmalar her zerremi
Baktırmaz aynaya set çeker gözyaşları
Sürükler ruhumu katıp önüne
Acıyı fark edip feryat ettim de
Yediğim hançeri görmedim bugün
Gözlerim değdiğinde gözlerine ilk kez
Hayret oklarıyla delik deşikti ruhum
Dört adet göz görmüştü karşımda gözlerim
İkinci suratı görmezden gelen yüreğim
Yürek çekimiyle konmuştu yüreğine
Bu kaçıncı çalınışıydı kalbimin, bilsen
Tin alevlerine kandım hep
Sıcacık ruhumu bırakmıştın buz dağlarına
Elin yapışmış meğer buz damlalarına
Çöz, çözül hadi becerebilirsen
Güneşin çıkması buralarda uzun sürer
Bu soğuk beni de, seni de üşütür
Güneşe kapalı olsam da aşka muhtaçtım
Hızır geldiydi sanırdım her defasında
Sarıldıydı ruhum bin bir umutla
Masum suratıyla süzmüş meğerse beni
İbret olarak sakladım o utangaç maskeyi
Bilirdim bilmesine de
Bilmemeyi seçmiş meğer gönlüm
Baktı yüreğime iyiden iyiye
Kimse yoktu balıklama daldı
Adına da “aşk misafiri” dedi
Oysa baştan sona yanlıştı
Tenim kavruldu, kalbim sızladı
Dokunuşlarını asil sanmıştı yüreğim
İzleyerek öğrendim hep doğadan
Denizden, gök ve yerdeki karıncadan
Onlar ne beni ne kimseyi satmadı asla
Ayırmak lazımdı asille yalanı
Dokundu tenime aşk sızladı, alıştı acıya
Alışkanlık hepten başımı yaktı.
Akşam Saati
Yelkovanın akrebi kovaladığını
Tencerenin boşaldığını fırının üstünde
Çiçeklerin çatlak yüzüyle bana baktığını
Hep akşam saati fark ederim
Tencerenin boşaldığını fırının üstünde
Çiçeklerin çatlak yüzüyle bana baktığını
Hep akşam saati fark ederim
Odalarda sırnaşan olmadığını bana
Küçük kaprislerle nazlanamadığımı
Ne olursa olsun yalnız verdiğim kararları
Hep akşam saati fark ederim
Küçük kaprislerle nazlanamadığımı
Ne olursa olsun yalnız verdiğim kararları
Hep akşam saati fark ederim
Ben de bir çay alabilirmiyim diyen sevgili
Günün nasıl geçtiğini dinler mi, sabırla
Soruları cevapsız gözden geçiren beni
Hep akşam saati fark ederim
Günün nasıl geçtiğini dinler mi, sabırla
Soruları cevapsız gözden geçiren beni
Hep akşam saati fark ederim
Yanarken ışıkları bir bir evlerin
Ayak seslerinin başka kapılara yöneldiğini
Açılan her kapıda gülümseyen gözleri
Hep akşam saati fark ederim
Ayak seslerinin başka kapılara yöneldiğini
Açılan her kapıda gülümseyen gözleri
Hep akşam saati fark ederim
Kokusunu bırakmış yolda bir adam
Bakışıyla dokunur sevdiğine kadın
Görünce iki aşığın halini, içlendiğimi
Hep akşam saati fark ederim
Bakışıyla dokunur sevdiğine kadın
Görünce iki aşığın halini, içlendiğimi
Hep akşam saati fark ederim
Yemek masamı donatırken
Tabakların ne kadar az yer kapladığını
Eline sağlık güzel olmuş diyen olmadığını
Hep akşam saati fark ederim
Tabakların ne kadar az yer kapladığını
Eline sağlık güzel olmuş diyen olmadığını
Hep akşam saati fark ederim
Çayı, yemişi yerini almış sehpamda
Canım, başka kanala bakalım mı sesini
Kalkıp ararken sebepsiz çöküşümü
Hep akşam saati fark ederim
Canım, başka kanala bakalım mı sesini
Kalkıp ararken sebepsiz çöküşümü
Hep akşam saati fark ederim
Ağırlaşınca gözlerimin, koltuğun canlandığını
Yatağı ısıt geliyorum diyenimin olmadığını
Biri dururken diğerini sürükleyen ayaklarımı
Hep akşam saati fark ederim
Yatağı ısıt geliyorum diyenimin olmadığını
Biri dururken diğerini sürükleyen ayaklarımı
Hep akşam saati fark ederim
VİRA BİSMİLLAH
-Şiire Sevdalı Kızın Söylediğidir-
Sana uzanan kaşığı
Şefkatle dokunan elleri
Geri çevirdiğin yerde
Ben sokaktan izledim hayatı
Sevgi besliyorsa ruhu bedeni
Ben aç-açıktım o günden beri
Baktım olacak gibi değil
Silkelenip geldim kendime
Buna çok emek verdim çok
-Bu şiire sevdalı kızın söylediğidir
Sormadılar ki
Tahsiline devam etmek ister misin?
Dediler ki sahipsizsin evlenmelisin
Senin elin kalem kâğıt tutarken
Ben, bebek verdim ellerime
Noktayı virgülden kaderi şanstan
Ayırmayı istemez miydim ben de
-Bu şiire sevdalı kızın söylediğidir
Kimileri temiz bakan gözüme, saf dedi
Herkesler konuştu, küsmedim kimseye
-Dedim, ben şair olacağım
-Dediler, sen okudun mu fakültede
Şiir yazacak kadar zengin mi kelimelerin
Hislerim güçlü, duygularım yoğun
yetmez mi, dedim
-Bu şiire sevdalı kızın söylediğidir
Yapma Melek!
Güldürme kendine şairleri
Onlar usta, onlar üstat, ya sen!
-Dedim, çıraklığın yaşı mı var
Yakalamaz mı şiir aşkım onları
Bu işe soyundum bir kere, dönmem
Kitap okuyanlar mı yansıtır sedasını
Duygular mı kaleme kâğıda sürükler
Çizebilseydim ressam olup
Resmini çizerdim içimdekilerin size
Şaire çevirdi elimi yüreğim neyleyim!
-Bu şiire sevdalı kızın söylediğidir.
21 Mart 2016 Pazartesi
18 Mart 2016 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)